BLEFAROŞALOZİS
Blefaroşalozis göz kapağının zaman zaman alevlenen ve tekrarlayan ödemi ve enflamasyonu ile karakterize bir rahatsızlıktır. Tekrarlayan ataklar sonrasında zamanla göz kapağında gerilme ve atrofi adı verilen dokunun incelmesi durumu ortaya çıkar. Bunun sonucunda ise göz kapağı çevresinde gevşek kıvrımlanmalar ve sarkmalar ortaya çıkar. Tipik olarak üst göz kapaklarını etkiler, tek taraflı ya da iki taraflı olarak ortaya çıkabilir.
Blefaroşaloziste görülen göz kapağı ödemleri ağrısızdır ve günlerce devam edebilir. Göz kapağı şişliği günlerce devam edebilir. Göz kapağındaki ödemin nedeninin bir 'anjioödem' olduğu düşünülmektedir. Anjioödem göz kapağındaki damarlardan göz kapağı dokusu içerisine hızla sıvı geçişi ve ödem oluşturması anlamına gelmektedir. Bu şekildeki tekrarlayan ataklar sonucunda göz kapağında incelme ortaya çıkar ve göz kapak derisi zayıflar. Hatta bazen göz kapağını kaldırmaya yarayan kas da etkilenebilir ve bu durumda göz kapağı sarkması yanında kapakta düşme de (pitozis) ortaya çıkabilir.
Çoğu hastada blefaroşalozis idyopatiktir, yani herhangi bir nedeni ortaya konulamaz ve altta yatan neden tam olarak aydınlığa kavuşturulamaz. Ancak bunun yanında az bir hasta grubunda böbrek sorunları, omurga anormallikleri ve bazı doğumsal kalp hastalıkları ile birlikte de görülebilmektedir.
Blefaroşalozis daha çok gençlerde ortaya çıkan bir rahatsızlıktır.
Blefaroşalozis tedavisinde blefaroplasti adı verilen kapak sarkmasının düzeltilmesi (blefaroplasti) ve varsa göz kapağı düşmesinin düzeltilmesi operasyonları yapılmaktadır.
EKTROPİYON
Ektropion göz kapaklarının dışa doğru dönmesini tarif etmek için kullanılan bir terimdir. Genellikle alt göz kapağında ortaya çıkmaktadır. Hafif bir dışa dönme şeklinde de olabilir ya da total olarak göz kapağı dışa dönmüş te olabilir. Göz kapağının dışa dönmesi sonucunda göz kapağının göze bakan içyüzünde bulunan ve konjonktiva adı verilen zar şeklindeki doku dış ortamla temas haline geçer. Bu da konjonktivanın kurumasına, hasar görmesine ve buna bağlı olarak başka sorunların ortaya çıkmasına yol açar. Göz kapağının dışa dönmesi sonununca göz kapağı kenarında bulunan ve gözyaşının drene olduğu punktum adı verilen delikten gözyaşının gözyüzeyini terk etmesi bozulur ve sürekli göz yaşarması şikayeti ile karşılaşılır. Sürekli olarak gözkapağı üzerindeki gözyaşını silmek isteyen hastanın elinin dışa dönmüş konjonktiva ile temas etmesi kronik nitelikte başka sorunların ortaya çıkmasına yol açabilir.
Ektropion konjenital (doğumsal) olabilir ya da sonradan da ortaya çıkabilir.
Genç yaşlarda gözkapağı üzerine gelen travmalar sonucunda ortaya çıkan göz kapağındaki nedbe dokusunun göz kapağını dışa oğru çekmesi sonucunda ektropion ortaya çıkabilir. Yaşlı bireylerde ortaya çıkan ektropion ise genellikle gözkapağı dokularının gevşemesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bunların dışında ektropion ayrıca yüz felçlerinde, yüz ve göz kapağı yanıklarında, göz kapağı üzerindeki tümörlerde, cilt allerjisi durumlarında ortaya çıkabilmektedir.
Ektropion bireylerde kronik göz yaşarmasına, göz kapağı kenarında kızarıklığa, göz kuruluğuna ve göz kapağında şişlikler neden olmaktadır.
Ektropion'un önlenmesi konusu nedeni ile ilişkilidir. Ektropion eğer bir cilt allerjisi nedeni ile ortaya çıkmış ise allerji ilaçlarının uygun kullanımı ile ektropionun ortaya çıkması engellenebilmektedir. Ancak travma ya da yaşa bağlı ektropionlarda oluğu gibi çoğu kez ektropionun ortaya çıkması engellenememektedir.
Ektropionun tedavisinde gözyaşı damlaları ve jelleri ile göz kapağının ve gözün nemli kalmasının temini önem arzetmektedir. Ancak ektropionun kesin tedavisi cerrahi tedavidir. Yani göz kağındaki sorunun oprasyon ile ortadan kaldırılmasıdır.
ENTROPİYON
Entropion göz kapağının içe doğru döndüğü bir durum anlamına gelir. Kirpikleriniz gözünüze sürter ve gözünüzün korneasında kızarıklık, tahriş ve sıyrıklara neden olur.
Entropion ya da göz kapağı retraksiyonu yavaş yavaş gelişir ve erken aşamalarında fark edilemeyebilir. Ancak zamanla, gözün her hareketi kornea yüzeyini rahatsız edene kadar bu durum kötüleşir. Tedavi olmazsa bu durum sürekli aşınma göz enfeksiyonlarına ve göz küresinin yaralanmasına neden olabilir. Ciddi bir durumda, etkilenen gözde görme kaybı yaşayabilirsiniz.
Entropion yaşlılar arasında yaygın bir durumdur. En çok alt göz kapağı etkilenir ve bu bir ya da her iki gözde oluşabilir. Tedavi doktor ofisinde yapılabilen nispeten basit bir ameliyatı gerektirir.
Entropionun çeşitli nedenleri vardır. Bunların hepsi göz kapaklarını kontrol eden kasların gevşemesini içerir.
Senil (Yaşlılık) Entropion: Yaşınız büyüdükçe cilt kollajen kaybeder ve göz kapağı kasları gevşer. Göz çevresindeki gevşek kaslar ve cilt göz kapağının kenarının içe dönmesine yol açabilir.
Konjenital Entropion: Bebekler entropion ile doğmuş olabilir, ancak bu durum oldukça nadirdir.
Kimyasal Yanıklar veya Ameliyatlar: Kimyasal yanıklar ve ameliyatlar gözün şeklini değiştirebilir ve göz kapağının gevşeyip içe dönmesine neden olabilir.
Trahom: İçe dönmüş göz kapakları Afrika, Asya ve Orta Doğu bölgelerinde bulunan yaygın bir göz hastalığı olan trahomun karakteristik belirtilerden biridir. Hastalığa bakteriler neden olur ve gelişmekte olan ülkelerde körlüğün en yaygın kaynaklarından biridir. Bu hastalık ortak kullanılan kese veya havlu yoluyla kişiden kişiye bulaşır. Sinekler de insanlar arasında enfeksiyonu bulaştırabilir. Göz problemleri oluşursa ve son zamanlarda trahomun mevcut olduğu bir bölgeye gittiyseniz, doktorunuz ile seyahatleriniz ve göz sorunlarınızı tartışmanız gerekir.
Herpes Zoster Oftalmikus (HZO): HZO, entropion de dahil olmak üzere pek çok sorunlara neden olabilen gözün herpes enfeksiyonudur. Suçiçeği ve zona ile ilişkili virüs, yıllarca vücutta uykuda kalabilir ve sonraki hayatınızda zona olarak aktif hale gelebilir. HZO yoğun tedavi gerektiren ciddi ve ağrılı bir durumdur.
BELİRTİLER
Entropion belirtileri genellikle sadece hafif bir göz tahrişi olarak başlayarak yavaş yavaş gelişir. Gözkapağı içe doğru döner ve kirpikler korneayı kazımaya başlar. Zamanla korneanızda tekrarlanan aşınmaya yol açabilir. Bunun sonucunda göz kızarıklığı, sulanan, yaşaran gözler, kornea enfeksiyonları, nedbeleşme ve görme kaybı bulguları ortaya çıkabilir.
TANI
Entropionu görsel olarak teşhis etmek genellikle kolaydır. Doktorunuz önceki göz yaralanmaları, hastalıkları veya kimyasal maddelere maruz kalma gibi olası nedenler hakkında soracaktır. Doktorunuz kısa bir test yapabilir. Bu test hafifçe gözü kapağını tutma ve ne hızla tekrar yerine oturacağını görmek için kaldırıp bırakmayı içerir. Eğer kollajen ve kas tonusu kaybı varsa, bu test görsel tanıyı doğrulamaya yardımcı olur.
TEDAVİ
Hafifçe göz kapaklarınızı gözünüzün dışına çekerek ve bantlayarak genellikle kısa vadeli rahatlama elde edebilirsiniz. Bu durum, göz kapağını gözün yüzeyinden çevirmeye neden olan gerilimi yaratır. Çoğu durumda, ameliyat göz kapağı etrafındaki kasları sıkmak için gerekli olacaktır. Cerrahi lokal anestezi kullanılarak doktor ofisinde yapılabilir. Cerrahi göz kapağını sıkıp tekrar dışarı doğru çevirmek için dikişler yerleştirmeyi içerir. Ameliyattan sonra, doktorunuz göz damlaları yazabilir ve gözü korumak için gece gözün kapatılmasını önerebilir. Birkaç gün içinde iyileşme fark etmeniz beklenir. Hasta yaşlandıkça ve göz kapağı dokusu gevşemeye devam ettikçe vakaların yaklaşık yüzde 15'inde tekrarlanan ameliyatlar gerekebilir.
PİTOZİS
Pitozis üst göz kapağının düşmesidir. Düşme miktarı uyanıklık süresi uzadıkça ve kapak kasları yoruldukça daha belirgin hale gelebilir. Göz kapağı düşüklüğü bebeklerde görüldüğünde ve erken tedavi edilmediğinde göz tembelliğine neden olabilmektedir. Çocukluk çağında uzun süren pitozis astigmata da neden olabilir. Astigmatizm de ayrıca bu hastalarda erken çocukluk çağında göz tembelliğine neden olabilmektedir.
Pitozis gözkapaklarını kaldıran kasların fonksiyon bozukluğu neticesinde ortaya çıkmaktadır. Göz kapağını kaldıran iki kas bulunmaktadır. Bunlardan göz kapağının ana elevatör kası levator palpebra superioris kasıdır. Daha az kaldıran (2-3 mm) kas ise Müller kasıdır. Pitosis bir ya da her iki göz kapağında ortaya çıkabilir, yaşlılarda daha sık görülür. Ancak doğuştan pitosis de görülmektedir. Bu duruma konjenital pitosis adı verilir. Konjenital pitosis bazen genetik geçişli olarak da ortaya çıkabilmektedir. Pitosis ayrıca göz kağaklarını kaldıran kasların ya da sinirlerin bir travma sonucu yaralanması ya da hasar görmesi sonucunda da ortaya çıkabilmektedir. Sinir iletim bozukluğuna bağlı ptosis durumları diabet, beyin tümörleri ya da akciğer tümörlerinde görülebilmektedir. Kas fonksiyon bozukluklarına bağlı ptosis ise miyasthenia gravis ve okülofaringeal musküler distrofi gibi nörolojik rahatsızlıklarda görülebilmektedir.
Pitozisin en sık görülen formlarından birisi senil pitosis ya da involüsyonel pitosis adı verilen yaşlılığa bağlı olarak göz kapağı kaslarında ortaya çıkan dejeneratif değişiklikler sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Mekanik pitosis ise göz kapağındaki tümör gibi kitlesel lezyonların göz kapağı üzerindeki ağırlık etkisi sonucunda göz kapağının aşağı düşmesine verilen isimdir.
Pitosis yukarıdaki nedenler düşünüldüğünde miyojeniik (kas fonksiyon bozukluklarına bağlı), nörojenik (sinir iletim bozukluklarna bağlı), aponevrotik (senil ya da involüsyonel), travmatik ya da mekanik olmak üzere sınıflandırılmaktadır.
Konjenital pitosis, senil (yaşlılığa bağlı) pitosis ve mekanik pitosis'in tedavisi cerrahidir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.